Nakit Yönetiminde Verimlilik İçin Merkezi Ödeme Platformu Önerisi
EFT vb. sistemler ülkemizde oldukça gelişmesine karşın, bankalar müşterisinin başka bir bankadaki hesabına yönelik işlemlerini otomatik olarak gerçekleştiremiyor. Yani para transferi işlemleri kredili olarak çalışamıyor. Örnek vermek gerekirse; müşterinin talimatına rağmen A Bankası, müşterisinin B Bankasındaki mevduat veya kredili mevduat hesabından kendi bankasındaki tahsilatı maalesef yapamıyor.
Yukarıda anlatılan direct debit adı da verilen mekanizmaya Türk bankacılık sektörünün ne kadar ihtiyacı olduğu tartışılır. Ayrıca söz konusu veri ve bilgi transferinin oluşturabileceği itibar riski ve operasyonel maliyet hepten bu hayali çöp yapıyor. Ancak ben tüm bu ezberi doğrudan tahsilat sistemi vasıtasıyla bozmayı planlıyorum. Bunu da anlaşılır kılmak için önce doğrudan tahsilat sistemini izah etmek istiyorum.
Doğrudan Tahsilat Sistemi (DTS) ülkemizde yeni bir ödeme aracı olmasa da, son zamanlarda fazlaca yaygınlaşan ve teknolojinin de desteğiyle gelişen bir nakit yönetim platformu. DTS’nin özünde “direct debit” işlemi yatar ki, bir kişinin hesabından talimat üzerine başka bir kişinin hesabına para aktarılması müessesine dayanır. Geniş çerçevede EFT ile ortaya konulan para transferini mevduat hesapları arasında gerçekleşen bir “debiting” işlemi olarak görebiliriz. Ancak bunun varyasyonları zamanla ticari hayat ve ödeme sistemleriyle birlikte gelişmiş ve gelişmeye de devam ediyor. Bu meselenin tarihine ve teorisine girmek istemiyorum. Fakat konunun anlaşılması için doğrudan tahsilat müessesini biraz daha açmak istiyorum. Açmalıyım ki, önereceğim yapı daha net anlaşılabilsin.
Doğrudan tahsilat, düzenli olarak ticari ilişkisi bulunan işletmelerin veya kişilerin (satıcı ve alıcı), farklı bankalarda bulunan hesapları arasında, onaya bağlı para transferi yapılmasını sağlayan bir ödeme platformudur. Satıcı, alıcının B bankasında bulunan hesabını, yapılan ticari işleme göre (faturalı) kendi çalıştığı A bankası aracılığıyla “Doğrudan Tahsilat İstemi” mesajı göndererek, onay verilmesine istinaden B bankasındaki alıcı hesabını borçlandırmakta ve A bankasında bulunan alacaklı hesabını alacaklandırmakta.
Bankalarda bu sistemler yaygın bayi ve satış teşkilatına sahip firmaların, bayi ve distribütörlerden olan alacaklarının, bayilere kredibilitelerine göre açılacak olan kredi limitinden kullandırılarak, ana firma hesabına transfer edilmesi yöntemiyle tahsilatların gerçekleştirilmesini sağlamakta. Yani bu sistemler kredi sistemiyle entegreli olarak çalışmakta. Bankalar büyük firmalarla anlaşma yapmakta ve firmanın bayi/distribütörlerine, kredibilitelerine göre kredi limitleri tahsis etmekte. Ana firma tarafından bayiye yapılan satış tutarı Banka tarafından firmaya peşin olarak ödenmekte, Banka tarafından ana firmaya yapılan ödeme ile bayi Banka’ya borçlanmakta, böylelikle kredi işlemi gerçekleştirilmekte (bazen de kredi işlemine gerek kalmadan mevduat hesabından tahsilat olmakta).
Kredi işlemini kenara koyarsak, doğrudan tahsilat sisteminin uygulamadaki yeri ana firma ile banka arasında kurulan web temelli platformlar (webservis) vasıtasıyla tahsilatların yapılmasını sağlaması. Mal alımı yapan tarafın ön onayıyla parasını bu platformlar vasıtasıyla transfer ederken fatura önemli bir kontrol unsuru olarak rol oynamakta. Sistemin ödeme (fatura) tarihinde otomatik tahsilatı sağlaması, kredi limitiyle tahsilat garantisine sahip olması, teminat mektubu ve çek sistemine ikame olması ve nakit akışının düzene sokması gibi pek çok avantajı bulunuyor.
Yukarıda belirtilen avantajlara rağmen, pek çok farklı banka pek çok farklı distribütör/ana firma ve bayinin nakit akışlarını ayrı ayrı platformlarda yürütmesi nedeniyle operasyonel verimliliğin yüksek olduğunu iddia edemeyeceğim. Konunun anlaşılabilmesi için kullandığım kitabi cümlelerden sonra işin içine biraz ölçek ekonomisi biraz da inovasyon katmak istiyorum.
Bugün kurumsallık düzeyine ulaşan ana firmalar pek çok bankayla iş yapmakta, ancak anılan DTS sistemini tek bir banka üzerinden yapmaya çalışmakta. Merkezi bir ödeme platformunda DTS sistemini ele alırsak, ana firmayla iş ilişkisine giren bankaların yapılan anlaşmaya istinaden firmanın alacaklarını tahsiline aracılık ettiği, ana firmanın de bayilerini bu platforma yönlendirdiği bir yapı oluşturulabilir. Detaya girersem;
- Türk bankacılık sektöründeki her banka bu sisteme girme konusunda serbest ve eşit şartlara sahip olacak.
- Ana firmalar bu sistemde önceden şartlarını müzakere ettiği bankalarla alt platformlar oluşturabilecek.
- Alt platformlara ana firmanın öngördüğü bayiler de dâhil olacak. Bayilerin kredilendirilmesi söz konusu olacağı için sistemin KKB’yle anlık entegre olması sağlanacak. Bu husus, kredi riskinin yönetimi açısından ciddi kolaylık sağlayacak.
- Bayiler ana firmayla anlaşırken hangi hesaplarından hangi tarihlerde veya hallerde tahsilat yapılabileceğine/para çekilebileceğine dair bir talimat verecek. Talimat söz konusu sisteme işlenecek. Böylece bayilerin mevduat hesapları da BKMExpress’teki mantık gibi sistemin bir bileşeni olacak. Farklı mevduat hesaplarından kredi mevduat tahsilat akışı sağlanabilir. Vade günü sonundan itibaren tanımlı vadesiz tüm hesaplar sorgulanır, vadesiz hesaplardan blokesiz olanlarda doğrudan tahsilat yapılabilir.
- Sistem fatura vb. alacağın varlığını garantileyen bir mekanizma üzerine kurulacak. Bildiğimiz üzere KKB ve Finansal Kurumlar Birlik’ in ortak çalışması sonucu, fatura alacak devirlerine konu olan işlemlerin tek bir havuzda toplanması konusunda, Merkezi Fatura Kayıt Sistemi (MFKS) oluşturulmuştu. Sistemin MFKS ile entegre olması para transferlerinin güvenilirliği açısından önemli bir bileşeni olacak. Zira DTS aynı zamanda bir iskonto mekanizması. İskontolanmak istenen her fiziki fatura/e-fatura, öncelikle MFKS sisteminden iskontolanabilirliği kontrol edilecek ve sonrasında iskontolanan fatura hem bu sisteme hem de MFKS sistemine kaydedilecek. Söz konusu işlemler sonrasında ilgili bankalar arası para transferi gerçekleşecek.
Bu sistemin temel mantığı üzerine başka kurgularda tasarlanabilir. Bunlardan birisi, özellikle kamu kurumlarının maaş anlaşmasını birden fazla banka üzerinde planlaması veya bireylerin çalışmak istediği bankayı seçebilmesi durumlarında platform üzerinden maaş hesaplarının yönetimi sağlanabilir.
Ayrıca bu sistem tedarikçi finansman sistemleri için de uygulanabilir. Doğrudan tahsilat sistemlerinin aynadaki karşılığı, tedarikçi finansman sistemleri zira. Bu sistemler; Carrefour, Migros gibi firmaların, tedarikçilerinden aldığı mallarının karşılığını yine bir fatura mekanizmasıyla elektronik ortamda ödemesine dayanıyor. Bankalar söz konusu ana firmaların ödemesine garanti verirken, istenirse alt bayilere vadesinden önce ödeme yaparak tahsilatlarını kolaylaştırıyor. Benzeri merkezi yapının, operasyonel verimliliği artıracağı ve ölçek ekonomisi doğuracağına inancım şüphesiz.