Fon Transfer Fiyatlamasına Modern Bir Bakış

1

 

Fon transfer fiyatlamasından (bankanın kaynak maliyetinden- şubeler cari oranından) anladığınız bir bankanın kaynak yapısının paçallaması (ağırlıklı ortalama maliyetinin bulunması) ise tamamen yanlış bir yerdesiniz. Böyle yapan pek çok banka var maalesef. Şubeler cari hesabını yanlış hesaplamak yalnızca fiyatlamanızı yanlış belirlemenize neden olmuyor, piyasada yanlış konumlanmanıza da neden oluyor.  

Fon transfer fiyatlaması, bankaların vereceği kredinin doğru fiyatlandırması için önemli bir kıstas. Fiyatın doğru belirlenmesi için bankanın aldığı cari risklere göre bir fiyatlama yapılması gerek. Bilançonun stok maliyetine göre fiyatlama yapmak bankanın geçmişle yaşaması anlamına geliyor. Geçmişle yaşama,  katılım bankalarının fonlama mantığına benzeyen bir süreç ve buna daha sonra başka bir çalışmada yer veririz. Ancak, bugün verilen bir kredi an itibarıyla hangi riskleri taşıyorsa, anılan risklerin fiyata yansıtılması gerekiyor. İlk aşamada bir kredi verilmesi hasebiyle aklınıza kredi riski geliyor olabilir. Ancak kredi riski en son dikkate alınan parametre ve Türk bankacılık sektörü henüz bu parametreye hazır değil. Şimdi isterseniz bahsettiğimiz risk bileşenlerine geçelim.

2

a)  Yapısal Faiz Oranı Riski: Kredinin oluşturduğu faiz riskini hedge edebilecek faiz seviyesi fonlama maliyetine yansıtılmalıdır. Sabit faizli bir kredi faizlerin yükselmesinden nasıl korunur sorusunun cevabı FTF’nin faiz oranı riski bileşenidir. Yani sabiti değişkene dönüştürmenin maliyeti! Bu da örneğin uzun vadeli kredilerde IRS (faiz swabı) faiz oranları olabilir.

b) Ülke Riski: Yabancı para kredilerde dikkate alınması gereken parametredir. Zira bankaların esas kaynağı TL’dir ve bunun YP’ye dönmesinde sovereign risk ortaya çıkar. Bunun da karşılığı ilgili vadeye (ilgili durasyon demek daha doğru) tekabül eden CDS primidir.

c) Basis-Baz Riski: Aynı vadede, aynı koşullarda kredi kullandırılsa dâhi farklı enstrümanların piyasa koşullarına farklı tepki vermesi göz ardı edilmemelidir. Aslında bunu bazı bankalar göz ardı etmekte ve ihmal etmektedir veya kredi ödeme sıklığı baz alınan swap seviyesi sıklığından fazla olması nedeniyle doğal olarak dikkate alınmamaktadır. Bir başka temel nedeni de TL için bir basis-swap piyasasının bulunmamasıdır.

d)  Likidite Riski: Şahsımca hesaplanması en çetrefilli olandır. Zor olması teknik bir zorluk değil, dikkate alınacak parametrenin hassasiyetinden kaynaklanmaktadır. Burada temel amaç bankanın kendi temel varlıklarını, bankalararası piyasalardan fonlayamamasından kaynaklanan riskin prime dönüştürülmesidir. Yani bankalar mudilerin düşük risk iştahından dolayı aktif-pasif vade uyumsuzluğunu hedge edecek bir piyasa dâhi bulamamaktadır (faiz riski açısından kastetmiyorum) Bankaların temel fonlama kalemleri olan mevduat ve reponun maliyeti aynı vadedeki bankalararası piyasalardaki fiyatlardan daha yüksektir. Bu fark aslında likidite riskinden kaynaklanmaktadır. Temel fonlama kalemlerine sendikasyon kredileri ve ihraç edilen menkul kıymetlerde eklenebilir. Ancak şahsen ben bunu tavsiye etmiyorum. Bu araçların daha uzun vadeli proje kredisi vs. fiyatlamasında özgülenerek kullanılması işi kolaylaştırır. Netice itibarıyla bankanın toplam mevduat ve repo maliyetinin (Zorunlu karşılık etkisi dahil) TRLIBOR piyasa faiz oranları arasındaki farkı bu riski yansıtacaktır.

e)  Erken kapama opsiyonu: Bankaların başa bela bu opsiyonu (tüketici kredilerinin erken kapanması) fiyatlamak hem imkansızdır hem de çok kolaydır. Kolaydır zira faiz opsiyonu piyasasında kolayca bir fiyat bulunabilir. İmkansızdır zira bu maliyeti şu an hiçbir banka fiyatlarına yansıtmamaktadır. Yansıttığı an da yüksek fiyattan dolayı piyasa dışına çıkar.

f)  Kredi Riski: Bu tamamen farklı bir dünyanın oyunu. Bankanın ürettiği rating modelinden müşteri bazında üretilen temerrüt olasılıklarına dayalı bir dünyaya geçmek için piyasanın tüm oyuncularının bunu kabullenmesi lazım. Buna başka bir çalışmada değineceğim.

Küçük Bir Örnek: 2 yıl vadeli Sabit faizli TL kredi fiyatlanırken, 2 yıllık faiz swabı seviyesi, likidite primi (mevduat+repo maliyetinden yola çıkarak), erken kapama opsiyonu primi ve kredi riski dikkate alınmalıdır.

*** Bilgiler özet olup, detay için iletişime geçebilirsiniz.


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir